|
Qırımtatarca - Gaspıralı'dan günümüze Milliy Til
Emre DİZER
Gaspıralı’yı anlamak ya da;
Kırım Tatarlarının geçmişten gelen dil problemi, günümüzde
de sürekli kendini yenileyerek hortluyor. Bugün dil probleminin başında,
bırakın Rusça eğitim verilmesini, Kırım Tatarca yazmak için bile Kiril alfabesi
kullanmak geliyor. Geçmişte de buna benzer problemlerin yaşandığı Kırım’da,
çıkış yolunu gösteren İsmail Bey Gaspıralı’nın yazılarından çokça yararlanmamız
gerekiyor. Bu yazıda, Gaspıralı’nın düşüncelerini göz önünde bulundurarak dil
problemimize çözüm arayacağız.
Gaspıralı millet olma
yolunda şu üç unsurun önemini, neredeyse Tercüman Gazetesi’nin her sayısında
yeniliyor: Dil, din, ilim. Dile, eğitime özel bir vurgu yapıyor. Çünkü ilimde,
edebiyatta halkın anladığı dilin kullanılmasını millet olma yolunda mihenk taşı
olarak görüyor. Geçmişte ilim, irfandan geri kalmamızın sebebini şöyle
açıklıyor: “… sade ve umumca (herkes için) elverişli ve işlenmiş dile malik
(sahip) olmayan kavmin ilerisi pek şüpheli ve karangıdır. Çünkü neşr-i maarif
(kültürü yaymak) ve tevsi-i muamelat (muameleleri genişletmek) için en iptidai
(ilkel) lazım olan alet ve vasıta, sade ve milli dildir.”
Kiril alfabesi, Kırım Tatarları için ne millidir, ne de sadedir. Kiril alfabesi
ile yazılan Kırım Tatarca’da bir sürü imla yanlışı, kelimelerde fazladan
harfler ortaya çıkıyor. Bugün Latin alfabesinin sadeliği ve kullanılışlığından
dolayı Kırım Tatarcasının Kiril alfabesinden kurtulup, bir an önce Latin
alfabesi ile yazılması gerekmektedir.
Dilin sadeliği ve milliliği sağlandığında, eğitimde, okuma
yazmada, kültür birliğinde, ilim ve irfanda ilerlemenin en güzel örneğini yine
Gaspıralı’da görüyoruz. Gaspıralı dili sadeleştirerek, büyük bir coğrafyada
anlaşılmasını sağlayarak Balkanlar’dan Çin’in şimaline, Hindistan’a kadar
Tercüman gazetesinin okunmasını sağlamıştır. Bugün bile teknolojik imkanlar göz
önünde bulundurulduğunda bu alanda etkili bir iletişim aracı, gazete, dergi
bulunma olasılığı neredeyse imkansızdır. Dilin sadeliğini, anlaşılırlığını
günümüz koşullarında düşünürsek; Kiril ile yazılmış bir Kırım Tatarca gazete,
dergi, internet dergisi, internet haber sitesi Türkiye’de yaşayan bir Kırım
Tatarı için hiçbir şey ifade etmemektedir.
Oysaki 18 Mayıs’ta Kırım Aqmescit’te açılan bir pankartta gördüğüm şu
ifade benim için çok önemlidir: “Bir avuç halq degilmiz. Biz bir yumruq
milletmiz.” Bu pankartın Kirilce yazılması Türkiye’de yaşayan bir Kırım
Tatarı’nın konuya ilgisiz kalmasına neden olmaktadır.
Gaspıralı, millet olmanın yolunu ortak bir edebiyattan,
ortak bir dilden geçtiğini görmüştür. Hatta Rus sömürüsü altında kalan Orta
Asya ile bir ortak dil yaratma çabasına girişmiştir. Tercüman’ın bütün Asya’ya
yayılmasını sağlayan en büyük etken belki de bu idi. Bugün Gaspıralı’nın
torunları olarak, biz sadece Kırım Tatarları arasında bir ortak dil, edebiyat
yaratma uğraşında olmalıyız. Kırım’da yaşayan Kırım Tatarı ile Türkiye’de
yaşayan Kırım Tatarı’nın birbiriyle iletişiminde Kiril alfabesini kullanması
olanaksız görünmektedir. Doğal olarak Kırım Tatarı için sade ve milli olan
Latin alfabesidir. Elimde imkan olmasına rağmen Kiril alfabesini öğrenmeyi hiç
istemedim. Çünkü Türkiye’de yaşayan bir Kırım Tatarı Kiril Alfabesi ya da Rusça
öğrendiğinde, Kırım’da yaşayan bir Kırım Tatarı, Latin alfabesi için hiçbir
uğraş göstermemekte, kendi benliği olan Tatarca ve Türkçeden gün geçtikçe
uzaklaşmaktadır. Bu kötülüğü lütfen “özkalkımızga” yapmayalım.
Bir diğer yazarımız olan Cengiz Dağcı’nın kitaplarından en
azından bir tanesini hepimiz okumuşuzdur. Hiç düşündük mü acaba Cengiz Akamız
kitaplarını neden Türkiye Türkçesi’yle veyahut Latin alfabesiyle yazdı? Bunun sebeplerinden en önemlisi, kuşkusuz
Türkiye ile Kırım arasında geçmişten gelen dil birliği, kültür birliğidir.
Kırım Yalıboyu şivesi Türkiye Türkçesi ile çok benzerlik göstermektedir. İkinci bir ihtimal Türkiye Türkçesinin daha
geniş bir alanda konuşulması, daha geniş kitlelere ulaşma imkanıdır. Cengiz
Dağcı, birkaç Türkçe dergi, roman okuduktan sonra Türkiye Türkçesini hemen
benimsiyor ve romanlarını Türkiye Türkçesiyle yazıyor. Kırım ile Türkiye
arasındaki bu kültür köprüsünün her gün yenilenerek devam etmesi gerekmektedir.
Zira Kırım için en büyük yardımı yine biz, Türkiye’de yaşayan Tatarlar
kültürüne sahip çıkarak yapacaktır.
Kırım Tatarları olarak bize düşen görev, Kırım ile Türkiye
arasında veyahut Kırım ile diğer ülkelerde yaşayan Kırım Tatarları arasında bir
dil birliğini sağlamaktır. Gaspıralı’nın ideali olan “Dilde, fikirde, işte
birlik” ideali artık kitap sayfalarından çıkmalı; duvarda asılı tablolardan
indirilmeli hayata geçirilmelidir.Bu görevin somut adımı olarak, Kırım ile
Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları arasında iletişimi kolaylaştıracak, kültürel
köprü vazifesi görecek haber sitelerini, dergileri, radyoları desteklemeli,
eğer böyle girişimler yoksa, bizzat bunlar hayata geçirilmelidir. Gün geçtikçe
bu ortak dil, ortak bir edebiyat yaratma kudretini göstererek, Kırım Tatar
edebiyatına da çok büyük katkı yapacaktır.
Zaman Kırım Tatarlarının lehine işlemiyor. Gün geçtikçe dilimiz,
milletimiz, özkalkımız yok olma tehdidiyle yüz yüze geliyor.
|
|