"Vatan sevgisi imandandır"

BAŞYAZI


Nail AYTAR


Kırım Tatarları ve Kırım'ın son bir yıl içerisinde geçirdiği  süreç o kadar hızlı akıp gitti ki yapılan güncel değerlendirmeler sürekli güncellenme ihtiyacı duyulur hale geldi. Kırım'ın Şubat 2014 tarihinde işgal ve ilhakı ile başlayan süreçte işgalcilerin ilk yapmaya çalıştıkları şey Kırım Tatar halkının bir kısmını yanlarına çekme çabaları oldu. Bunu yaparken biz size Ukrayna'nın vermediği şeyleri vereceğiz, sizi bir millet olarak tanıyıp ana dilinizi geliştirmek için çalışacağız söylemi oldu. Bu söylemi daha gerçekçi göstermek için ise bazı Kırım Tatarlarını kullandı. Bu Kırım Tatarlarından bazıları KTMM içinden bazıları ise uzun yıllardır açıktan Ruslarla çalışan insanlardı. İşgalci Ruslarla ortak çalışmayacağını daha baştan deklare eden ve referandum aldatmacasını boykot eden Meclis ilk yok edilecek düşman kategorisine oturtuldu. KTMM'nin halkımız üzerindeki etkisini kırmak için başta Remzi İlyasov olmak üzere Zaur Smirnov, Teyfik Gafarov gibi isimler kullanıldı. Meclis etkisini kırmak için KTMM'nin çalışma şartlarını ortadan kaldırmak gerektiği düşüncesiyle KTMM Başkanı Refat Çubar, Mustafa A.Kırımoğlu gibi liderlerin Kırım'a girişi yasaklandı. Maddi boyuttan ise Kırım Vakfına ait KTMM binasını mühürleyerek el koydu. İşgali meşru olarak tanımayan ve potansiyel tehlike olarak görülen medya ayağı ise ikinci kademede yok edilmeye çalışıldı. QHA haber ajansının Kırım'da çalışması engellendi QHA koordinatörü İsmet Yüksel'de Kırım'a giriş yasağından nasibini aldı. Ardından Kırım'da etkili bir yayın gücü olan ATR televizyonu, Radyo Meydan gibi yayın kuruluşlarının tam dört sefer lisans için başvuru yapmasına rağmen yayın hakkı verilmedi.

Türkiye Cumhuriyeti tarafından Kırım'a gönderilen gayrı resmi heyet incelemelerini yaparak sonuçları bir rapor halinde önce muhattabına Rusça olarak iletildi. Türkçe versiyonu ise kamuoyu ile paylaşıldı. Rapor işgalci güçlerin beklediği gibi çıkmadığı için muhattablarını oldukça sinirlendirmiş görünüyor. Hatta işgalci güçlerin yetkililerinden Başbakan yardımcısı Ruslan Balbek "bizde Türkiye'ye giderek orada yaşayan Kırım Tatarlarının durumunu inceleyelim" gibi beyanatlar verdi.  İşgal sonrası yapılan kanunsuzluklar ve hak ihlallerinin açıkça belirtildiği rapor iddia edildiği gibi işgali gayrı resmi tanıma olarak görülmediği gibi yaptırımlara katılmayan Türkiye için pozitif bir çalışma oldu. 

Kırım'ın işgal sürecinde ikinci önemli faktör Ukrayna'da mücadelesini veren Mustafa A.Kırımoğlu ve Refat Çubar'ın faaliyetleri oldu. Ukrayna işgal öncesi yapmadığı pek çok şeyi vaat ederek Kırım'ın geri dönmesi durumunda yapacağı düzenlemeleri yasal zemine oturtmaya çalıştı. Bu çalışmalar içerisinde bence en önemli unsur Herson bölgesinin Kırım Özerk Cumhuriyeti sınırları içerisine dahil edilerek Kırım Tatarları için stratejik bir bölge oluşturulması çalışmaları oldu. Herson bölgesi şu an Kırım'ın hemen üzerinde sınır bölgesinde olması ve işgal sonrası Kırım'ı terk eden bazı Kırım Tatarlarının da yerleşmesiyle ciddi bir Kırım Tatar nüfusuna ulaştı. KTMM bölgede teşkilatlanarak çalışmaya başladı. Herson bölgesi Ukrayna'da yaşayan Kırım Tatarlarının toplanma bölgesi haline getirilmelidir. Ukrayna samimiyetini göstermek açısından yasal zemini tamamlayarak bölgede ciddi bir çalışma başlatmalıdır. Herson bölgesi hava alanları ve diğer ulaşım araçları vasıtasıyla erişimi kolay bir bölgedir. Bu noktadan sonra Herson bölgesinde Kırım Tatar çocuklarının eğitimi için Milli Mektep, kültürel faaliyetler için alt yapı, dini vecibeleri yerine getirmek için cami kurulmalıdır. Herson da yapılacak en önemli şey ise Kırım'ın tamamını da kapsayacak şekilde bölgeye milli radyo ve televizyon yayınları yapılmalıdır. Bu iş için Türkiye devletinin maddi ve manevi katkılarının seferber edilmesi diasporanın en önemli görevleri arasındadır.

Kırım Tatar gündeminin en önemli konularından bir diğeri 2.sinin yapılmasına karar verilen Dünya Kırım Tatar Kongresidir. 2009 yılında kurulan Kongre yasal zemindeki eksikliklerini tamamlayarak farklı bir konsept ile çalışmaya hazırlanıyor. Kongrenin kuruluş amacı olarak bütün dünyada dağınık halde yaşayan Kırım Tatarlarının kendi milleti ve vatanı için çalışabilmesinin yasal platformu olması düşünülmüştü. Bugünkü durumda ise Kırım'ın işgali ile KTMM'nin yasaklanarak çalışmasının engellendiği ortamda Kongre çok daha fazla önem kazandı. İşgalci güce karşı ülkelerinin kamuoyunu etkileme karar alma süreçlerine etki etme bu platformun öncelikleri arasında olmalıdır. Halkımızın moralini yüksek tutmak ve mücadele azminin devamı için kongre psikolojik bir faktördür. Kongre üzerine düşen tarihi görevi hakkıyla yaparsa Kırım Tatar milletinin var olma mücadelesinde önemli bir mevzi kazanılacaktır.  Umarım bu etkiler düşünülerek kongre tarihi görevini yerine getirir ve amacımıza ulaşmanın bir aşaması olur.  




Özet: Halkımızın moralini yüksek tutmak ve mücadele azminin devamı için kongre psikolojik bir faktördür. Kongre üzerine düşen tarihi görevi hakkıyla yaparsa Kırım Tatar milletinin var olma mücadelesinde önemli bir mevzi kazanılacaktır.  Umarım bu etkiler düşünülerek kongre tarihi görevini yerine getirir ve amacımıza ulaşmanın bir aşaması olur.


Konu:
başyazı


Güncelleme:
14.07.2015 17:12:38


Yazarın diğer yazıları:
Nail AYTAR


47. sayıdaki diğer yazılar

383 defa okundu
Yazıcı uyumlu sayfa