"Vatan sevgisi imandandır"

EDİTÖR’DEN


Nail AYTAR

Kırım işgali ve ilhakı üzerinden neredeyse 6 ay geçmesine rağmen Kırım Tatar aktivistleri üzerlerindeki şaşkınlığı henüz atamadılar. Karakucak, karadüzen bazı şeyler yapılmaya çalışılıyor ama yapılmaya çalışılanlar hedefsiz, amaçsız ve bütünlükten yoksun. Mücadele dışa dönük olmaktan ziyade içe dönük tribünlere yapılıyor. Bazı kesimler bir strateji hazırlayalım diyorlar. Stratejiyi hazırlamaktan ziyade ortak hareket edebilecek mekanizmaları oluşturmadığımız müddetçe başarıyı elde etmemiz mümkün değildir. Çok basit meselelerde bile bir araya gelemeyen teşkilatlarımız doğru, gerçekçi stratejileri nasıl uygulamaya geçirecek? Ukrayna 23 yıl tanımadığı milli kimliğimizi Kırım'ı kaybettikten sonra kabul etti. Şu an biz bu hakkımızı kimden talep edeceğiz? En basitinden toprak sorunu para ile halledilmeye çalışılsa milyon dolarlarla halledilebilecek bir sorun ve bu bedel nasıl ve kimden temin edilecek. RF'ye siyasi baskı yaparak bazı talepleri kabul ettirelim desek bu siyasi baskıyı kim nasıl yapacak? Yanımızda kim dik duracak, ticari faaliyetlerini göz ardı edip Kırım Tatarlarının yanında duracak.

Nostaljik hareket ve söylemler bizim geleceğimizin yok olmak üzere olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Artık kafalarımızı kaldırarak ileriye bakmamız lazım. Dilimiz, kültürümüz yok oluyor ve bir yerlere adapte, entegre (asimile) oluyoruz. Çocukluğumuzda "anlıyorum ama konuşamıyorum" diyenleri alaysı bir ifade ile inandırıcı bulmazken şimdi gerçekten hem "anlamayan" hem de "konuşamayan" bir sürü insan etrafımızı doldurdu. Çaremi hep birlikte bulacağız, bulmalıyız ya da yok olmayı kabulleneceğiz... 

Kırım Tatarları her açıdan yok oldu, olacak çizgisinin üzerinde hızla yol alıyor. Bazı dostlarımız bizi anlamak istemiyorlar onlar sadece kendi dar çevrelerinin politik at gözlükleriyle değerlendirmeler yapıyor. Bugün Kırım Tatarları vatanda ağırlıklı olarak Rusça, Romanya'da yaşayanlar Romence, Bulgaristan'da yaşayanlar Bulgarca, Amerika'da yaşayanlar İngilizce Türkiye'de yaşayanlar Türkiye Türkçesi konuşarak anlaşıyorlar. Avrupa’ya çalışmaya giden Türklerin bile ikinci nesilden sonra son derece bozuk, aksanlı bir Türkçe konuştukları düşünülürse durumun vahameti daha iyi anlaşılır.Kırım Tatar Milli Kimliğini görmezden gelirseniz "vatan" idealini yaşatamazsınız. Nitekim bugün sıkça gördüğümüz bana ne "Kırım'dan" ben Türkiye'de rahat ve refah içerisinde yaşıyorum söylemi zihinlere yerleşir ve Kırım Tatarlığı 'Çibörek' kültürünün bir adım ötesine götüremezsiniz. Bir milleti yok etmenin en kolay yolu da budur. Nitekim SSCB yöneticileri sürgündeki Kırım Tatarlarına ne diye Kırım, Kırım diyorsunuz size Baharistan'da toprak verelim orda kendi dilinizi kültürünüzü devam ettirin demişlerdi. Bu politika tamamen 1950-60 yıllarında güçlenen Kırım Tatar Milli Hareketi ve vatana dönüş eylemlerini sabote etmek üzere kurgulanmıştı.

Kırım Tatarlarının pek çok problemleri var ve bu problemlerin başında yeme-içme giyinme gelmiyor. Karınlarımızı doyurmak, giyinmek, kuşanmak daha sağlıklı şartlarda yaşamak insan haklarının başında gelir. Ya ana dilde eğitim, kültürümüzü geliştirecek altyapı, eşit ve adil bir ortamda yaşamak hakkı? Bu haklarımızı elde etmek için karşımızdaki devasa güçle nasıl mücadele edeceğiz. Ben ne verirsem onunla yetinin veya benim istediğim çizgiye gelirseniz bazı haklarınızı tanırım dayatmasına karşı neler yapılabilir? Önce güçlü bir birlik ve beraberlik gerekiyor.

Bireysel ve derneklerimiz vasıtasıyla eğitim alan çocuklarımıza yardım yapmalıyız. Anadilde kitapların basımına destek olmalıyız. Kırım Tatarca yayın yapan dergi ve gazetelere abone olmalıyız. Milli Mekteplerin eğitim kalitesinin ve sayılarının artması için destek olmalıyız. Derneklerimizin, aktivistlerimizin ilk görevi bugünkü durumu bütün açıklığıyla anlatmak ve çözüme destek olmak, yok olmamak için üyelerine çağrı yapmak olmalıdır. Ana dilde eğitim, dilini geliştirecek medya organları, kültürel faaliyetler, dinini öğrenme ve yaşama hakkı daha ön plandadır. Maalesef bu konularda da etkili şeyler yapamamaktayız.

Hepimize çok iş düşüyor. Önce kendimizi çevremize ve bize duyarlı olabilecek kesimlere anlatmalıyız. Her türlü sosyal ortamı kullanarak kendimizi ifade etmeliyiz. Her türlü yayında Kırım Tatarlarının kim olduğunu, derneklerimizin neler yapmak istediğini açıklamalıyız. Kapalı devre yayınlar ile birbirimize kendimizi anlatmamızın çok faydasının olmadığını gördük. Mümkün olduğu kadar seminer, panel, sempozyum, tanıtım organizasyonları, fuarlara katılmalıyız. Meselemizin TV; radyo ve basında yer almasına gayret etmeliyiz.

 




Özet: Kırım Tatar Milli Kimliğini görmezden gelirseniz "vatan" idealini yaşatamazsınız. Nitekim bugün sıkça gördüğümüz bana ne "Kırım'dan" ben Türkiye'de rahat ve refah içerisinde yaşıyorum söylemi zihinlere yerleşir ve Kırım Tatarlığı 'Çibörek' kültürünün bir adım ötesine götüremezsiniz. Bir milleti yok etmenin en kolay yolu da budur.


Konu:
başyazı


Güncelleme:
06.09.2014 16:15:46


Yazarın diğer yazıları:
Nail AYTAR


45. sayıdaki diğer yazılar

275 defa okundu
Yazıcı uyumlu sayfa