"Vatan sevgisi imandandır"

Diaspora'daki Köylerimizden :FAHRİYE KÖYÜ


Ertuğrul KARAŞ

                      

 

Fahriye köyü,  Eskişehir'in Mahmudiye ilçesine bağlı olup; Eskişehir-Ankara 45. kilometresindeki Hamidiye kavşağı yakınında ve anayolun 5 km kuzeyinde yer almaktadır. Köyün yakın komşuları da yine Kırım Tatarlarınca bölgede kurulmuş olan köylerdir. Fahriye köyü kuzeyinde Işıkören (Arapkuyusu), güneyinde Hamidiye, batısında Lütfiye (Akyurt), doğusunda Şerefiye, kuzeydoğusunda Topkaya köyleri ile komşudur.

Köyün kuruluş tarihi ile ilgili kesin olmamakla birlikte Türk kurtuluş savaşı sırasında Yunan ordusunca yakılıp yıkılması göz önüne alınırsa bu tarihten çok önceleri, 1800'li yılların sonlarında veya 1900'lü yılların başlarında kurulduğu tahmin ediliyor.

Köyü ilk kuranların Kırım'ın Canköy kasabasından geldikleri söyleniyor. Köyün ilk kurucularının Hacı Gani'nin babaları ve bunların kardeşleri olduğu söyleniyor. Kurucular güneydeki bir başka Kırım Tatar köyü olan Hamidiye'de yaşamışlar, bir yandan da köylerini inşa etmişler. Köy nüfusu en yoğun olduğu dönemde 40 hanede 200-250 kişiye kadar çıkmış, şimdi 22 hanede 80-100 kişi var.

Köydeki ilk öğretmenin Hacı Hatip isminde bu köyde biri olmuş. Köyde Hamidiye köy enstitüsü mezunu Kazım Uçkaç isminde bu köyden bir eğitmen varmış. Köy okulu 1940'lı yılların başlarında üç yıllık bir okul iken 20-25 civarında da bir öğrencisi varmış.

 

Foto: E. Karaş

 

Köyün yarısı merası olan, toplam 8000 dekar arazisi vardır. Eskiden bir sürü olan küçükbaş hayvan sayısında son yıllardaki artışlarla şimdi üç sürüye kadar çıkmıştır. Bundan başka 40 civarında da büyükbaş hayvan mevcuttur. eskiden 100 kadar olan. köyde 15 traktör, 1 biçerdöver mevcut olup; ilk traktörü 1950 yılında İsmail Kırımtay almıştır. otomobil sayısı 11'dir. Köyün hemen aşağısından Sarısu nehri geçmektedir. köye gelenler beraberlerinde harman taşları getirmişlerdir.

Toylar Perşembe gününde başlar, "avuz tiyer" isminde bir yemek, çırak telleme, koraz telleme, köbete tebilir edi. Hıdrellezde köy yakınlarındaki söğütlüğe gidilirdi.

Köyün genel ekonomik durumu iyi olup; kurban kesmeyen hemen hemen yok gibidir. köydeki ilkokul 1993'de kapanmıştır.

Çınlaşmada Gülüy Cengiy (Yenge), Nuri (Çetin) meşhurdular. Köyde yaygın olarak kullanılan lakaplar "Pırakaylar" ve "Aytuganlar" (Aydoğanlar)'dır.

Köyde 1960'dan önce kadınlara dikiş-nakış öğretmek maksadıyle bir dikiş-nakış kursu açılmıştır.

Bu köyden olup da Çanakkale savaşlarına giden Ziyadin ve Veli cephede şehit olmuşlardır. Köy camii,  Yunan işgalinde yıkılmış ve yeniden İzzet Aydoğan tarafından yaptırılmıştır.

Köyde Kırım Tatar kültürüne ait hatırlanan çınlardan birkaçı şöyledir:

 

Ne demege bilmeymen onma, cetme,

Örme şiydiy corgalap üyüne cetme.

Avursam "ah !" der kimsem yok, ölsem cılar,

Betimni sıypap közümnü kim cumdurar ?

Avursan mana haber ver, men bararman,

Betinni sıypap közünnü cumdurarman.




Özet: Köyü ilk kuranların Kırım'ın Canköy kasabasından geldikleri söyleniyor. Köyün ilk kurucularının Hacı Gani'nin babaları ve bunların kardeşleri olduğu söyleniyor. Kurucular güneydeki bir başka Kırım Tatar köyü olan Hamidiye'de yaşamışlar, bir yandan da köylerini inşa etmişler. Köy nüfusu en yoğun olduğu dönemde 40 hanede 200-250 kişiye kadar çıkmış, şimdi 22 hanede 80-100 kişi var.


Konu:
diasporadaki köylerimizden


Güncelleme:
23.07.2007 15:40:36


Yazarın diğer yazıları:
Ertuğrul KARAŞ


14. sayıdaki diğer yazılar

6988 defa okundu
Yazıcı uyumlu sayfa