KIRIM TATARLARI ROMANYADA (I.BÖLÜM)
Yrd.Doç.Dr. CEZMİ KARASU
Bugün Romanyada yaşayan azınlıklar içinde en iyi sosyo-ekonomik ve eğitim seviyesine sahip olanlar Tatarlardır. Bu yazıda, 2002 nüfus sayımına göre sayıları yaklaşık 24.000 olan Tatarların Romanyadaki varlıklarının tarihi ile geçmişteki ve bugünkü durumları ele alınacaktır.
Romanyada Tatarların yoğunlukla yerleştikleri bölge Dobrucadır. Dobruca bölgesi, kabaca Tuna nehrinin Karadenize yaklaşırken Silistreden sonra kuzeye doğru dönmesiyle oluşturduğu dirsek ile Karadeniz arasında kalan bölgedir. Bölge, genellikle bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan Varnanın kuzeyindeki düzlüklerden başlatılarak Tuna deltasındaki Tulça şehrine kadar olan yerleri içine alır. Dobrucanın yüzölçümü bugün 14.492 kilometrekaresi Romanyada 7.780 kilometrekaresi Bulgaristanda olmak üzere toplam 23.626 kilometrekaredir. Zaman zaman Tunanın karşı kıyısında bulunan Braila (eski adı İbrail) ile Galati (eski adı Kalas) şehirleri de Dobruca içinde sayılır.
Dobrucada Tatarlar çoğunlukla şimdi Romanya sınırları içinde olan Köstence ve çevresi ile 1940ta Romanyadan ayrılarak Bulgaristana katılan Kaliakra ve Silistre çevresinde yerleşmişlerdir. Bu yerleşimde en önemli faktör bu saydığımız yerlerin Karadenize yakın olmalarıdır.
Tatarların bölgeye gelmeleri tarihi Kırımın Rusların eline geçmesi ve bölgede yaşanan savaşlarla örtüşür. Kırım Hanlığının 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması ile önce Osmanlı Devletinden bağımsız hale getirilmesi ve daha sonra bir oldu bitti ile Rusyaya ilhakı süreci 1780lerden itibaren Kırımdan ilk kitlesel göçü başlatan olaylar silsilesinin ilk halkası olmuştur. Bu ilk göçler 1790lı yılların başına kadar sürer. Yaş Anlaşması ile sonlanan Osmanlı-Rus Savaşı da göçleri devam ettiren bir unsur olur.
Bu göçlerin büyük bir kısmı Dobrucaya yapılmıştır. Dobruca 1878 yılında Romanyaya katılıncaya kadar Kırım Tatarları tarafından Ak Topraklar olarak tanımlanan vatan topraklarının en esaslı parçasıdır. Bu ilk kitle göçü dalgası ile birlikte Dobrucada Kırım Tatar kolonisi meydana gelmeye başlar.
Daha sonra 1806da başlayıp 1812de Bükreş Anlaşması ile biten Osmanlı-Rus Savaşı da yeni bir göç kafilesi getirir Dobrucaya.. Önceleri Dobrucanın Rus işgaline uğraması soydaşlarımızı tedirgin ederse de Napoleon Bonaparteın Rusyaya saldırması göçü kolaylaştırır. Ağır kış şartları Tatarların Dobrucaya göçlerini engelleyemez.
Sonraki göçler yine bir Osmanlı-Rus Savaşı ile gerçekleşir. Rusların Tunayı aşıp Edirneye kadar geldikleri 1828 savaşı yeni bir göç kafilesini daha yola çıkarır Kırımdan Dobrucaya doğru..
En büyük kitle göçü ise 1856dan itibaren gerçekleşir. Bu yılda Osmanlı Devleti Rusyaya karşı bir ittifak savaşı (Fransa-İngiltere ve sonradan Sardunyanın katılımı ile) yapar ve kazanır. Büyük bölümü Kırımdaki Akyar (Sivastopol) limanı çevresinde yapıldığı için Kırım Savaşı olarak anılan ve uzun süreden sonra Rusların hezimeti ile sonuçlanan savaş Kırımdan Dobrucaya ve Anadoluya olan göçleri sel haline getirir.Kaliakra ve Köstence vilayetleri neredeyse birer Tatar vilayeti haline döner. Mecidiye gibi büyük kasabalar ve yeni yeni köyler bu göçte gelenleri iskân etmek için kurulur. Osmanlının ilk göç nizamnamesi Bu göçleri yerleştirmek için kaleme alınır. Bölgenin nüfusu artık, %70e yakın oranda Müslümanlardan meydana gelmektedir. Bugün Bulgaristan sınırları içinde kalmış olan Balçık iskelesi muhacirleri taşıyan gemilerle dolup taşmaktadır. Mangalya ve Pazarcık kasabaları da birer Tatar kasabası hüviyetine bürünürler.
Dobruca bu yeni göçlerle yepyeni bir çehreye bürünmeye başlamıştır. Ziraat ve ticarette hatırı sayılır oranda genişleme görülür.
Yaklaşık on yıl devam eden bu Osmanlı yönetimindeki Ak Toprak Dobruca hayatı en dehşetli Osmanlı-Rus Savaşı ile sona erer. Tarihimize 93 Harbi olarak geçen 1877-1878 savaşı ile Osmanlı Tunadan ve Dobrucadan çekilir. Rusya ile Romanya arasında kısa süren bir gerginlikten sonra Dobruca Romanyaya katılır. Soydaşlarımız için yine ve yeniden başka bir memleketin tebaalığı dönemi başlar.
Bu yeni devir pek çok sıkıntıyı beraberinde getirir. 1881 yılında Romanya Devleti tarafından çıkarılan Dobruca Entegrasyon Kanunu Dobruca Tatarları için yeni sıkıntıların yaşanacağı bir dönemi başlatır. En büyük sıkıntıları, kendilerine verilmiş olan toprakların tapularının olmaması ve de gerekli beyannameleri zamanında ve doğru olarak verememekte yaşarlar. Bu gibi teknik problemler yüzünden soydaşlarımızın pek çoğu topraklarını kaybederler. Toprakların yeni sahipleri olarak bölgeye Romanyanın diğer bölgelerinden getirilen Romenler yerleştirilir.
Mülklerin kaybeden Kırım Tatarları tekrar göç yollarına düşerler. Hedefleri artık son kale Anadoludur. Dobrucadaki Müslüman oranı hızla azalır. Ancak buraya getirilen Romenler nedeniyle Dobrucanın nüfusu da hızla artar.
1878-1912 yılları arasında Romanyanın ortalama nüfus artışı %19 olarak gerçekleşir. Müslümanların yoğun göçleri nedeniyle Dobrucanın nüfusunun bu ortalamanın çok çok altında kalması beklenirken tam tersi olur. Bu dönemde Dobruca şehirlerinin nüfusu yukarıda söylediğimiz gibi deyim yerindeyse patlar. Mesela Köstencenin nüfusu % 81, Mangalyanın nüfusu % 30, Boğazköyün nüfusu % 159, Mecidiyenin nüfusu % 91 gibi ortalamanın çok üzerindeki miktarlarda artmıştır.
(devam edecek)
|