Diasporadaki Köylerimizden:SUBAŞI (KÖYÜ) BELDESİ
Nail AYTAR
Subaşı Beldesi, 1992 yılına kadar Kocaeli İli Karamürsel İlçesine bağlı bir köy iken 1990 nüfus sayımında nüfusu 2034 olarak sayılması üzerine 1992 yılında Subaşı Belediyesi kurulmuştur. 1995 yılında Yalova il olunca Bakanlar Kurulu Kararı ile Yalova İli Altınova İlçesi'ne bağlı Subaşı Beldesi olmuştur.

Köyün batı cephesi ve mezarlığı Foto:www.subasimuhtarlik.com
Konumu: Belde Samanlı Dağlarının eteklerinde olup, sınırları Marmara Denizi'ne kadar iner. Yalova-Kocaeli karayolu üzerindedir. Yaklaşık yüzölçümü
8.000 hektar olan beldenin komşuları, kuzeydoğuda Hersek ve Altınova, Güneyde Geyikdere ve batıda Çavuşçiftliği'dir.
Köyün aşağı mahallesi ve parkı Foto:www.subasimuhtarlik.com
Tarihçesi ve adı: Subaşı Beldesi 1930-1935 yılları arasında Bulgaristan ve Romanya'dan Atatürk'ün yaptığı antlaşmalarla serbest olarak Türkiye'ye göç eden Türkler tarafından kurulmuştur. Göç ettiklerinde Marmara Bölgesi'nin çeşitli yerlerinde ikamet ederken, daha sonra köyün bulunduğu yerde toplanarak Subaşı Köyü'nün kurulmasına neden olmuşlardır.1950, 1976, 1989 yılında yine Bulgaristan'dan gelen göçmenler bu köye yerleşmişlerdir. 1992 yılında nüfusun artması sebebiyle belde olmuştur. Subaşı Köyü arazisi Melek Hanım adında bir kadına ait iken devlet tarafından alınarak köy halkına tahsis edilmiş ve iskân yolu ile bu köy kurulmuştur. İlk kurulduğu yıllarda arazi bataklık olduğundan sıtma hastalığı pek çok vatandaşın ölümüne sebep olmuştur. Daha sonra bataklık arazi kurutulmuş, Yalova'dan gelen Mustafa Bey tarafından devamlı ilaçlanarak ve halka ilaç dağıtılarak hastalık önlenmiştir. "Subaşı" adı Osmanlılar zamanından kalmıştır. "Subaşı" adını Osmanlılar döneminde zaman zaman köyün bulunduğu yerde konaklayan "Subaşı"lardan almıştır. Başka bir söylenceye göre Osmanlılar zamanında Bağdat Yolu köyün doğusundan geçermiş. Yolu bekleyenlere Subaşı denirmiş. Bu subaşılar bugünkü beldenin bulunduğu yerde otururlarmış. Zamanla bu bekçiler kendileri soygun yapmaya başlamışlar. Bu sebeple köy yıkılarak köy halkı Kütahya yöresine sürgün edilmiş. Bugünkü köy kurulurken eskiden kalma bir hamam yıkıntısı ve orta yerinde bir su kuyusu bulunmuştur. Evlerin yapımı sırasında çeşitli mezarlar ortaya çıkmıştır. Zeytinlik mevkiinde ve eski köprünün güneyinde de mezarlık bulunmuştur. Yıllarca boş kalan bu yerlere göçmen olarak gelen şimdiki halk yerleştirilmiştir. Köyün adı bu güne kadar hiç değişmemiştir.

Köyün futbol sahası Foto:www.subasimuhtarlik.com
Coğrafi yapı: Yalova- Kocaeli yolunun güneyinde, Yalakdere Vadisi'nin solunda tepelik bir alanın yamaçlarında kurulmuştur. Beldenin etrafı doğal çalılık (makilik) olmakla beraber, diğer arazilerinin çoğu tarım alanıdır.
Köyün pazar yeri ve meydan Foto:www.subasimuhtarlik.com
Nüfus: Belde nüfusu 2000 yılı sayımına göre 2.737 olarak tespit edilmiştir. 1997 sayımında 2.020 olan belde nüfusu son üç yılda %35.50 artmıştır.

Köyün cami Foto:www.subasimuhtarlik.com
Ekonomi: Belde halkı köyün kuruluşundan beri geçimini sulu tarımla sağlamaktadır. Eskiden tahıl ve hububat ekilmekte iken 1952 yılından beri meyveciliğe başlanmıştır. Bu gün tüm araziler meyve bahçeleri ile doldurulmuştur. Hızlı bir gelişme gösteren meyvecilik modern tarım araçları ile yapılmaktadır. Elma, erik, şeftali, kiraz, vişne, ayva, armut, incir, gibi meyveler yanında 1990 yılından itibaren kivi yetiştiriciliği, sebze seracılığı ve çiçekçilik yaygın halde devam etmektedir. Yetiştirilen ürünler İstanbul halinde pazarlanmaktadır.

Köyün tören alanı ve Atatürk heykeli Foto:www.subasimuhtarlik.com
Ulaşım: Belde Yalova-Kocaeli karayolu üzerinde olup, Subaşı-Karamürsel arasında işleyen halk otobüsleri ile ilçeye ulaşım sağlanmaktadır. Subaşı -Yalova arasında belediye otobüsü, halk otobüsü ve minibüslerle ulaşım sağlanmaktadır. Yollar asfalt, parke ve stabilizedir. Belde Yalova'ya 21 km., Altınova'ya 3 km., Karamürsel'e 15 km. mesafededir.

Köyün güneyden görünüşü Foto:www.subasimuhtarlik.com
Eğitim: Beldede bulunan 18 derslikli Subaşı İlköğretim Okulu'nda bir anasınıfı, bir bilgi teknolojileri sınıfı, bir fen laboratuarı, bir kitaplık, bir televizyon- video-tepegöz salonu, bir çok amaçlı tiyatro salonu, bir müzik odası, bir iş eğitimi sınıfı, bir de masa tenisi salonu, bir harita ve araç odası bulunmaktadır. 360 öğrencinin eğitim gördüğü okulda 15 öğretmen iki idareci ve iki hizmetli görev yapmaktadır. Beldede eğitime çok önem verilmektedir. Okur yazar oranı %100'dür.Yapılan tespitlere göre ilköğretimden mezun olan öğrencilerin %75'inin meslek liselerine, %25'i nin de üniversitelere öğrenci hazırlayan genel liselere devam ettiği görülmüştür.
Köyün İlkokulunun uzun yıllar müdürlüğünü yapan Ömrübek Eke
Sağlık: Beldede 1993 yılından beri bir Sağlık Ocağı bulunmaktadır. Subaşı Sağlık Ocağında iki pratisyen hekim, bir hemşire, iki ebe, bir sağlık memuru ve bir hizmetli olmak üzere yedi personel görev yapmaktadır. Sağlık ocağı belde ile beraber Geyikdere ve Çavuşçiftliği köylerine hizmet vermektedir.

Köyün 60-70'li yılların futbol takımı Foto:www.subasimuhtarlik.com
Kültür: Beldede ilki 31 Temmuz 2000 yılında yapılan Subaşı Belediyesi Uluslar arası Folklor Şenliği düzenlenmektedir. 1997 yılında kurulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Subaşı Şubesi çeşitli etkinliklerle sosyal ve kültürel yaşantıya renk katmaktadır.

Subaşı Gençlik Kulübü
Spor: Beldede 1963 yılında kurulan Subaşı Spor Kulübü faaliyet göstermektedir. Kulüp amatör kümede oynamaktadır. Kulüp tarafından her yıl masa tenisi turnuvası, futbol yaz okulu, 19 Mayıs aileler yürüyüşü ve futbol turnuvaları düzenlenmektedir.

Lokal ve Spor Kulübü
Toplumsal yaşam: İşbirliği ve yardımlaşma beldenin toplumsal karakterinin belirgin özelliğidir. Beldede bir düğün salonu, bir park ve gezinti alanı bulunmaktadır.

Köyün 50'li yıllarda yapılmış Köprüsü Foto:www.subasimuhtarlik.com
Belediye: Subaşı Köyü'nde 1992 yılında belediye kurulmuştur Köyün belediye olmasıyla birlikte hizmet artmış; ekonomik, sosyal ve kültürel yapıda hızlı değişiklikler olmuştur. 1995 yılına kadar Kocaeli Karamürsel'e bağlı bir belde olan Subaşı; Yalova'nın il , Altınova'nın ilçe olması ile birlikte 1995 yılında Yalova İli Altınova İlçesi'nin bir beldesi olmuştur.
SUBAŞI KÖYÜ KIRIM TATARLARI
1935 yılının sonbahar mevsiminde Nazım Vapuruyla gün batımında Köstenceden yola çıkan göçmenler ertesi sabah İstanbul boğazını geçmişler. Vapur ilk olarak Tuzla limanında mola vererek vapurdakilerin hamamda yıkanmaları sağlanmış. Köstence limanından Nazım ve Cumhuriyet Vapuru ile anlaşmalı gelen göçmenler Türkiyenin değişik yörelerine iskan edilmişler. Tuzla limanından sonra Derince limanına indirilen göçmenlere bir miktar erzak verilmiş. Bu erzak içerisinde bulgur olduğunu gören Babaannem Ferişte Aytar bizi şipşe yerine salganlar dep cılagan. Kırım Tatar yemek kültüründe bulgur olmayıp bulgur daha çok kümes hayvanlarını yavrularına verilirmiş. Bir kış İzmit-Kullarda kaldıktan sonra Yarımca, Tütünçiftlik, Karamürsel-Karadere ve en nihayet Subaşı köyüne gelip yerleşmişler. Subaşında kerpiç keserek kendi evlerini yapmışlar. Şu an köyün bulunduğu yerin daha aşağısına yerleştirilmesi düşünülen köylüler yoğun sıtmadan dolayı nispeten daha yüksek olan şimdiki alana yerleşmişler. Romanyadan gelirken yanlarında at arabası, fayton, bir çift at, süt ineği ve 5-10 koyun, duvar saati, dikiş makinası Kafkas kuşağı, bir araba bakır eşya getirmişler.

Köyün 60-70'li yılları ve sineması Foto:www.subasimuhtarlik.com
Subaşı Köyü karışık iskan edilmiş bir köy. Köye 51 hane Kırım Tatarı ve 100 hanede Bulgaristandan gelmiş alevi Türkmen yerleştirilmiş. 1935 yılındaki bu iskandan sonra 1940 yılında gene Bulgaristanın Totrakan bölgesinden az sayıda Sünni Türkmen getirilerek yerleştirilmiş. Köy 3 mahalleye bölünerek aşağı, orta ve yukarı mahalle olarak isimlendirilmiş. Alevi Türkmenler daha çok aşağı ve orta mahallede Kırım Tatar ve Sünni Türkmenler orta ve yukarı mahallelere yerleşmişler. Kırım Tatarlarının çoğu sonraki yıllarda İstanbul Şehremini, Fındıkzade, Fatih civarlarına gitmişler. Birkaç hanede Yalova, Bursa, İzmit ve Karamürsele yerleşmişler.

Benimde Çocukluğumun geçtiği Köyün Orta Mahallesi Foto:AGA
Köye ilk gelen Kırım Tatar göçmenler ağırlıklı olarak Köstencenin iki köyünden Musurat ve Şamandan gelmişler. Bu göçmenlerden dedem Tevfik Aytar ve babası Derviş Aytar (Musurat), Babaannem Ferişte Aytar (Şaman), Hamdi-Hamza Can babaları Yakup Can (Musurat), Selahattin Gülşen babası Hanefi (Musurat), Yusuf Topal (Musurat), Bahattin Olca babası Menali (Musurat), Ferhat-Murat-Kartbabay Onat babası Mematulla (Musurat), Seyfettin Soydan babası Hüseyin (Musurat), İsa-Müslüm Batır amcası Musa (Musurat), Rüstem babası Mustafa Hoca (Musurat), İdris Akay (Musurat), Emrulla Akay (Musurat), Nasrulla Akay (Musurat), Seyit Demircan babası Mustafa (Musurat), Nail Ayaz babası Abdurahman (Şaman), Hacı Veli Eke (Şaman), Ömrübek Eke babası Abdurrahman (Şaman), Veli Birgül (Taşpınar), Nusret Bol (Azaplar), Yaşar Aybar babası Hayrettin (Şaman), Ziyattin Aybar (Şaman), Rıdvan Aybar (Şaman), İsmet Eke babası Abtulla (Şaman), Rasim Keskin (Şaman), Cebbar Akay (Şaman), Niyazi Aga (Şaman), Şükrü Aga (Şaman), Borahmet (Şaman).

Köyün en yaşlı Kırım Tatarlarından Bahattin Olça Foto:AGA
Toy adetleri: Toy Perşembe günü kave tüyme ile başlıyor. Çarşamba günü atla kave tüymege çağırıla bir bakıma toyun duyurulması gibi düşünülebilir. Perşembe günü katlama-şilter yapıp toy sahibine götürülüyor. Cuma gün yemek veriliyor. Cumartesi günü başlayan toy Pazar sabaha kadar sürüyor. Pazar günü kıyev traşı yapılıyor mum tutan iki çocuk nezaretinde. Pazar günü gelin alma ve kıyev kapama oluyor.

Köyün Kırım Tatarlarından bir grup Foto:AGA
Arife günleri ölüye kurban ve Ramazanda atla gezerek sahurdan evvel yiyecek ve çevre alınırmış. Atlılar çın söyleyerek isterlermiş.
Ölülere 40ın da mevlüd okunuyor. 40ına kadar her gün sabah namazından önce 40 Yasin okunuyor. 52sinde dua 100ünde dua ve hatim indiriliyor. Gene 100ünde dua ve senesinde dua hatim indiriliyor. Ölü yıkanan yere gece sabaha kadar 2 mum yakılıyor. Cenaze gömüldüğü gün toprak mevlüdü yapılıp helva ve ulkum yapılıyor. İlk 7 gün tebareke 37 sine kadar yas tutuluyor.
Kandillerde de ulkum yapılıp konu komşuya dağıtılıyor. İmam nikahı 2 şahitle yapılıyor.
Yemek kültürü hamur işi ağırlıklı çibörek, köbete, lakşa, tabakbörek, kaşıkbörek, alişke, sarburma, kırde-cantık, tavaulkum, kıygaşa, katlama, baklava, botka, sorpa en fazla yapılanlar.

Babam Edip Aytar Kivi Bahçesinde Foto:AGA
Kuşak güreşi yapılıyormuş en iyiler Hayrettin Akay, Kerim Akay (Sevindik), Müslüm Akay ve Hüseyin Akay.
At yarıştırılırmış. Düğünlerde İstanbuldan Romanya davulcuları denen bir ekip gelip Tatar havaları çalarlarmış. 1936 yılında soyadı alınmış.
Perişte Totay hocalık, terzilik, kurşun dökme, boğaz çekme gibi şeyler, Ava amine toy yemekçisi, Elmas Kartiy Ebelik, Meryem teyze ve Latipettay yorgan dikme, Aliyettay kulak delme işlerini yaparmış.
Giyim kuşamda kadınlar entari, peştamal, çember, marama giyer altın ve inci takı takarlarmış. Erkekler şalvar, kuşak, gömlek ve kışında ton giyerlermiş. Kahve ve tütün hem erkek hem de yaşlı kadınlarda kullanılırmış. 6 Mayıs Kıdırlez olarak kutlanıyor. Kıdırlezde Kalakay ve kuzu sorpası yapılırmış. Köy halkında lehçe farklılığı yok. Eğitim düzeyi yüksek okuma yazma bilmeyen yok genel geçim kaynakları ziraat ve sanayi kuruluşları. Köyün ilk öğretmenleri Kırım Tatarı Hasan Eğitmen (Özcan), gene Ömrübek (Ömer) Eke okulun uzun yıllar müdürlüğünü ve Nuri Topalda öğretmenliğini yaptılar. Cami hocası olarak İlyas Hoca, Ziyattin Hoca (Aybar) Hayrettin (Aydın Akay) abisi, Eyüp Hoca (Kilik) hocalık yapmışlar.1950 yıllarından sonra devlet resmi imam göndermiş.

Köyün İlkokulunun uzun yıllar müdürlüğünü yapan Ömrübek Eke
Köyün camisi 1944 yılında, okul ise 1936-1937 öğretim yılında açılmış. 1953 yılında su 1960 yılında elektrik gelmiş. Sağlık ocağı 1980 yılında açılmış.
Köy halkının farklı kökenlerinden dolayı uzun yıllar ilişkiler çok yakın olmamakla birlikte problemli de olmamıştır. Son derece modern ve seviyeli bir görüntü arz eden Subaşı beldesi halkı uyum içinde yaşamaktadırlar. Subaşında da bütün Kırım Tatar diasporasında olduğu gibi Kırım bilinci fazla gelişmemiş daha çok Tatar kimliği ön plana çıkmıştır. Romanya ile bağlar devam etmiş yakın zamanlarda Türkiyeye gelindiği için hemen hemen her ailenin Romanyada akrabaları bulunmaktadır.
Not: Bazı foto ve rakamsal bilgiler www.subasimuhtarlik.com adresinden alınmıştır. Kırım Tatar ailelerle ilgili bilgiler babam Edip Aytar ve annem Nafiye Aytar'dan alınmıştır.
|