HABERLER-2
fb
BEŞİR ATALAY KIRIMA GİTTİ
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanı Beşir Atalay ve TİKA Başkanı Hakan Fidan, 20 Aralıkta Kırıma geldi. Simferopol Havalimanında misafirleri Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı ve Ukrayna Verhovna Radası Milletvekili Mustafa A. Kırımoğlu, Kırım Özerk Cumhuriyeti Verhovna Radası Başkanı Anatoliy Gritsenko, Kırım Özerk Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı Aziz Abdullayev, Türkiye Cumhuriyeti Akmescit Fahri Başkonsolusu Seyran Osman, TİKA Ukrayna Program Koordinatörü Dr. Salih Polat, Kırım Özerk Cunhuriyeti Eğitim ve Bilim Bakanı Yardımcısı Ayder Ablâtifov karşıladılar.
4 günlük ziyaret sırasında Türkiye delegasyonu 21 Aralıkta TİKA tarafından restore edilen Büyük Onlar , Kalay ve Eski Kırım Kırım Tatar milli okullarının açılış törenine katıldı.
Beşir Atalay ve Hakan Fidan ayrıca IV. Kırım Tatar Milli Kurultayının 5. oturumuna, Zincirli Medrese Müzesinin restorasyonuna ve TİKAnın Akmescit Keçkemetskaya sok., 24 adresinde bulunan yeni ofisin açılışına katıldı.
Kaynak: Kırım Haber Ajansı
KIRIM TATAR GENÇLİK DERNEĞİ BİRLİKİN BAŞKANI NORİK ŞİRİN ÖLDÜRÜLDÜ
Kırım Tatar Birlik adlı gençlik teşkilatının başkanı Norik Şirinin cesedi 20 Aralık günü saat 14.00 sularında Akmescitte bulundu.
Edinilen bilgilere göre Norik Şirin,19 Aralık akşam işten sonra eve gitmek üzere arabayla yola çıkmış ve evinin garajında uğradığı bir saldırı sonucu aldığı bıçak darbelerinden dolayı vefat etmiştir. Cinayet sonrası Kırım Özerk Cumhuriyeti Savcılığı tarafından yapılan incelemede cesedi kardeşi tarafından bulunan Norik Şirinin evinin garajının duvarında kan izlerine rastlanmıştır.
Akmescit Tavriya Milli Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi 22 yaşındaki Norik Şirin, Kırım Tatar gençleri arasında çok popüler idi. Birlik Edinstvo adlı derneği kurmuş, Golos Molodeji Gençliğin Sesi Gazetesini yayınlamış ve Doğu Diskosu adlı eğlence gecesi gibi birçok faaliyeti gerçekleştirmiş idi.
Norik Şirinin cenazesi, 21 Aralık günü saat 13:00de kaldırılmıştır.
Kaynak: Kırım Haber Ajansı (QHA), 21 Aralık 2006
ELNARA KÜÇÜK BU GÖZLER ADLI YENİ SOLO ALBÜMÜNÜ ÇIKARIYOR
Kırım Tatar şarkıcısı Elnara Küçük Bu Gözler adlı yeni solo albümü çalışmasını bitirmek üzere.
Sanatçı yeni diskin tanıtımını 2007 ilkbaharının başında yapılacağını açıkladı. Albüm tanıtımı ile beraber Gözlerim Aldatmaz adlı şarkının klibi de tanıtılacak. Sanatçı bu günlerde bu klibin çekimlerine başlıyor.
Bu yaz Silifkede düzenlenen uluslararası pop şarkıları yarışmasında Elnara Küçük Gözlerim Aldatmaz şarkısını söyleyerek ikinciliği kazandı.
Bu Gözler albümüne 11 şarkı girecek. Elnara Küçükün bu albümü çıkarmasına Bahçesaray Kaymakamı İlmi Umerov da destekte bulunuyor.
Elnara Küçük Moskovadan yeni dönen Esçyo adlı Kırım Tatar Milli KVN Takımının üyelerinden birisidir.
Elnara Küçük Ukrayna ve yurt dışında düzenlenen uluslararası yarışmalarına katılarak birçok ödül kazandı.
Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu kurbanlarını Kırımda kestirenlere teşekkür etti
Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Türkiye, Almanya, Hollanda, Avusturya, Batı Trakya ve Amerikada yaşayan ve zor günlerde yanlarında olan din kardeşlerinin ve soydaşların evvelki senelerde olduğu gibi bu sene de kurbanlarını Kırımda kestirmeleri nedeniyle millet adına teşekkür ederek, Allahtan, dostların kurbanlarını kabul edip, kendilerine ve ailelerine sağlık, bolluk ve başarı diledi.
Kurbanlar, Kırım Tatar Milli Meclisi ve Kırım Müftülüğü organizasyonu ile ve/veya derneklerin bu iş için görevlendirdikleri temsilcileri vasıtasıyla kesilmiştir.
Bu yıl Kurbanlarını Kırımda Kestirenlerin sayısı, önceki yıllara göre daha fazla sayıda olup, Türkiye içinde veya dışından çeşitli kişiler vasıtasıyla kişisel çabalar, dernekler ve yöreler adına bu faaliyete iştirak edenlerin sayısı şöyledir:
Dernek, Kişi veya Yöre Adı
|
Adet
|
Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği İstanbul Şb
|
302
|
Almanya Türk Federasyonu
|
301
|
Avusturya Türk Federasyonu
|
21
|
Hollanda Türk Federasyonu
|
267
|
Kırım Türkleri Amerikan Birliği
|
26
|
Batı Trakyadan
|
20
|
Bursa Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği
|
112
|
Kocaeli Kırım Tatarları Derneği
|
39
|
Eskişehir Kırım Türkleri Kültür, Yardımlaşma ve Spor Klübü Derneği
|
183
|
Tuncay Kalkay
|
6
|
TOPLAM (kayıtlı olarak tespit edilebilen)
|
1277
|
Kaynak: Kırım Haber Ajansı ve İlgili Kırım Dernekleri
TÜRKMENİSTAN DEVLET BAŞKANI SAPARMURAT NİYAZOV VEFAT ETTİ
Ülkesini 20 yıldan fazla süre yöneten Türkmenistan'ın kurucusu olan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov (Türkmenbaşı), 21 Aralık 2006 günü sabaha karşı geçirdiği kalp krizi sonucu 66 yaşında hayatını kaybetti.
Türkmenistan devlet televizyonu, Saparmurat Niyazovun ölümünü "Büyük Türkmenbaşı öldü" flaşıyla duyururken, Türkmen liderin "kalbinin aniden durması sonucu öldüğünü" bildirdi. Dokuz yıl önce bir kalp amaliyatı geçiren Niyazov, daha sonra da sigarayı bırakmış, tüm bakanlarına da kendisini izlemeleri yönünde emir vermişti.
24 Aralık 2006 günü yapılan cenaze törenine TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Türk heyeti katıldı. Türkmenbaşı Sarayı'nda düzenlenen cenaze töreninin ardından Türkmenbaşı'nın naşı doğduğu yer olarak bilinen Kıpçak köyüne götürüldü. Burada Orta Asya'nın en büyük camisi olan Kıpçak Camii'nde Türkmenbaşı'nın cenaze namazı kılındı. Namazının ardından Türkmenbaşı'nın içende bulunduğu tabut Türkmen bayrağına sarılarak ailesi için inşa ettirdiği türbedeki mozeleye konuldu. Türbede Türkmenbaşı'nın 2. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden babası ile 1948 depreminde ölen annesi ve iki kardeşi medfun bulunuyor.
Türkmenbaşı'nın kalp krizi sonucu vefatı üzerine bu göreve vekaleten Yardımcısı Gurbanguli Berdimuhammetov getirildi. Hükümetten bir kaynak, Türkmenbaşı'nın cenazesiyle ilgili işleri yürüten komisyonun da başkanı olan Berdimuhammetov'un devlet başkanlığını vekaleten yürüteceğini açıkladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı'nın ölümünün ardından, yeni iktidarın yasal yollardan belirlenmesini ümit ettiklerini söyledi. Lavrov, Rus İtar-Tass ajansına yaptığı açıklamada, "Moskova olarak, Türkmenistan'da iktidar devrinin yasalara göre olmasını ve ilişkilerimizin devamlılığının güvence altına alınmasını umuyoruz. Yeni yönetimin Rusya ile ilişkilerin faydasından yararlanma yönünde bir yol seçmesini ümit ederiz" dedi.
Türkmenbaşı Kimdir?
Saparmurat Niyazov, 19 Şubat 1940 yılında Aşkaabatta dünyaya geldi Babası İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerle savaşırken, ailesinin diğer üyeleri de 1948 yılındaki büyük Aşkaabat depreminde ölünce bir Sovyet yetimhanesine gönderildi.
Daha sonra uzak bir akrabası tarafından yetimhaneden alınan Niyazov, Leningrad Teknik Üniversitesinden Enerji Mühendisi olarak mezun oldu, Aşkabat yakınlarındaki Bezmein enerji tesislerinde çalıştı.
962 yılında Komünist Partiye katıldı. Burada hızlı bir biçimde yükselen Türkmenbaşı, 1985 yılında SSCB Lideri Mikail Gorbaçov bir yolsuzluk skandalı nedeniyle eski lider Muhammed Gapusovu görevden alınca, daha sonra Türkmenistan Demokratik Partisi olarak anılacak olan Türkmenistan Komünist Partisinin başkanı oldu. Türkmenbaşı, Türkmenistan'ın Moskova'dan bağımsızlığını ilan etmesinden önce 1985 yılından bu yana iktidarda bulunuyordu. Saparmurat Niyazov, 20 yıldır ülkesini yönetiyordu. Birkaç yıldır kalp sorunları olan Niyazov, "Türkmenbaşı" olarak da biliniyordu. Dokuz yıl önce bir kalp amaliyatı geçiren Niyazov, daha sonra da sigarayı bırakmış, tüm bakanlarına da kendisini izlemeleri yönünde emir vermişti.
Saparmurat Niyazov, otoriter yönetimi nedeniyle tepki çeken bir liderdi. 1985 yılında Türkmenistan Komünist Partisi'nin başkanı olan Niyazov, 1991'de bağımsızlığını ilan eden Türkmenistan'ın ilk cumhurbaşkanı seçilmiş, 1999da ülkenin meclisince ömür boyu bu görevde kalması kararlaştırılmıştı.
Saparmurat Niyazov geçen yıl ise "Kimse sonsuza dek yaşamaz. Bir halef bulmak gerekiyor" diyerek, sürpriz bir şekilde ülkesinde 2009'da cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağını açıklamıştı. Niyazov ayrıca seçiminde üç ya da dört adayın yarışması gerektiğini söylemişti. Seçimde kendisinin aday olup olmayacağı hakkındaysa yorum yapmamıştı.
Saparmurat Niyazov'un seçim kararıysa, dönemin Kırgızistan Cumhurbaşkanı Aslar Akayev'in, usulsüzlük yapıldığı belirtilen seçimler sonrası muhaliflerin sokak gösterileriyle istifaya zorlanmasını izlemişti.
IRAKLI TÜRKMENLER ETNİK TEMİZLİK TEHDİDİ ALTINDA
Irak'ta Türkmenlerin etnik temizlik riski altında oldunu belirten 2008 ABD başkanlık adaylarından senatör McCain, Ben olsam Kerkük'teki referandumu biraz ertelerdim" dedi.
ABD siyasetinin önemli isimlerinden ve 2008'deki başkanlık yarışının önde gelen adaylarından Cumhuriyetçi senatör John McCain, Irak'ta işlevini yerine getiren bir hükümetin bulunmaması durumunda Türkmenlerin ve bazı diğer azınlıkların büyük risk altına gireceğini söyledi. McCain, Mesele, bizim bildiğimiz gibi sadece Şiilere karşı Sünniler meselesi değil. Bir ölçüde mesele, aşırılık yanlılarının gözünde, etnik temizlik dedi.
Washington'da American Enterprise Institute adlı muhafazakar düşünce kuruluşundaki Irak paneline katılan McCain, Kerkük konusundaki bir soru üzerine, bölgedeki bütün gelişmelere tamamen hakim olmadığını belirterek, Bana kalsa (referandumun) belki biraz ertelenmesini tercih ederim. Çünkü merkezi hükümet ne kadar güçlenirse adalet o kadar güçlü şekilde yerini bulabilir diye konuştu. Aynı toplantıda konuşan Demokrat senatör Joe Lieberman ise, Kerkük konusunun şimdilik Iraklılara bırakılması gerektiğini söyledi.
Kaynak: Yenişafak Gazetesi, 7.1.2006
KÜRTLER KATLİAM HAZIRLIĞI YAPIYOR
Türkmeneli Sağlık Sosyal ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Dr. Aydın Beyatlı, Kerkük'e 400 bin Peşmerge getirildiğini, bunlardan 100 binin üzerinde silahlı peşmergenin Türkmenlere katliam uygulamak için beklediğini söyledi. Beyatlı, ''Irak'ta işlevini yerine getiren bir hükümetin bulunmaması durumunda Türkmenlerin ve bazı diğer azınlıkların büyük risk altına gireceğini'' söyleyen ABD siyasetinin önemli isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör John McCain'in katıldığı Irak konulu panelde konuşmasıyla ilgili olarak Türkmenler ve Kerkük konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Senatör John Mccain'in dediklerini 3 yıldır çeşitli platformlarda söylediklerini ancak kimseye dinletemediklerini vurgulayan Beyatlı, bunu bazı kesimlerin yıllardır gözardı ettiğini, ancak ABD'nin şimdi bu durumu görmezden gelemeyecek bir noktaya geldiğini anlattı. Irak'ta yaklaşık 3 milyon Türkmenin yok sayılmaya çalışıldığını dile getiren Beyatlı, şunları kaydetti: ''Biz Türkmenler olarak demokrasiden yana olduk. Ancak bu noktada sabrımızı zorluyorlar.
Özellikle Kerkük'te Türkmenleri zor tutuyoruz. Yüz binlerce Peşmergeyi getirip Kerkük'e yerleştirdiler. Niye? Bölgeyi Kürt bölgesi olarak göstermek için. Türkmen bölgesi olan Kerkük'ü dışardan gelen Kürtlerle değiştirmeye çalıştılar. Şimdi de Kerkük için referandum konusu çıktı. Kerkük'ün Irak'ın kuzeyindeki oluşuma bağlanıp bağlanmaması bu referanduma göre belli olacak.'' Kerkük'ün geleceğini tayin edecek referandum yüzünden Türkmenler'e yönelik bir katliam çıkabileceğine dikkati çeken Beyatlı, ''Kerkük'teki bu katliam, sadece Türkmenlere yönelik değil kuzeyden gelen Kürtler tarafından Türkmenlerin yanında olan Araplar ve Kerkük Kürtlerine karşı da yapılacak'' dedi.
IRAKTA SİLAHLI PEŞMERGELER KATLİAM İÇİN BEKLİYOR
Kuzeyden gelen 400 bin peşmergenin hızlı şekilde silahlandığını vurgulayan Beyatlı, ''Şu anda Kerkük'e getirilen 400 bin peşmergeden 100 binin üzerindeki silahlıları Türkmenlere katliam uygulamak için bekliyor.Diğerlerinin silahlanması sürüyor. Irak'ta kısa zamanda güçlü hükümetin kurulması zor görünüyor. Ekime kadar güçlü hükümet gelemeyeceğini ABD de Irak da çok iyi biliyor. Güçlü hükümet gelmeden yapılacak referandum bölgeyi karıştıracak'' diye konuştu. Referandumun sadece Kerkük değil tüm Irak genelinde yapılması gerektiğini bildiren Beyatlı, şöyle devam etti:
''Ya da eski sayıma göre referandum yapılsın. Yarım milyon Kürtü Kerkük'e getirdikten sonra referandum gerçekçi olmaz. Şu anda Kerkük'te yönetim Kürtlerin elinde. Belediye Türkmen mahallelerine hiç hizmet götürmüyor. Yeni getirilen Kürtlerin mahallelerine ise sürekli hizmet gidiyor. Türkmenler kışkırtılıyor. Sabrımızın sonuna geliyoruz ve bıçak kemiğe dayandı. Bu referandum olacaksa Türkmenler de Irak'ta konuşulan dilde konuşmaya başlayacak. 'Bizler Kürtlere benzemeyiz' diyerek bugüne kadar gençlerimizi tuttuk.''
Beyatlı: ''Bölgede Türkmen-Kürt Savaşı Çıkartmak İstiyorlar
Beyatlı, Irak ile ilgili rapor hazırlanırken bütün etnik gruplarla konuşulduğunu ancak Türkmenlerin yok sayıldığını belirterek, ''Biz bu haksızlığa rağmen sabrettik. Artık patlama noktasına geldik. Bizim kimseyle düşmanlığımız yoktu. Sunni ile Şii arasında da düşmanlık yoktu ama bunu başardılar. Bölgede etnik temizlik ve katliam yapılacak. Irak'taki iç savaşın yanında Türkmen ve Kürt savaşını da çıkartmaya çalışıyorlar'' dedi. Beyatlı, Kerkük konusunda Türkiye'nin seyirci kalmaması gerektiğini vurgulayarak, ''Kerkük'ün kaderi Türkiye'nin de kaderini belirler'' diye konuştu.
Kaynak: http://www.bizturkmeniz.com/tr/index.htm
TÜRKMEN KOORDINASYON KURULU
Türkmen dava ve hareketinin büyük problemi olan, Türkmen halkımızı rahatsız eden dağınıklık, siyasi kuruluşlar arası iletişimsizlik ve kopukluğun giderilmesi amacıyla Aydınlarımızın ve dava adamlarımızın önerdikleri koordineli çalışma ve birlikteliği sağlama yönünde ortaya atılan düşünce ve görüşleri gerçekleştirme gayesiyle Türkmeneli Partisinden bir heyet Türkmen koordinasyon kurulunun kurulması hususunda görüşmelere başlamıştır.
Bu çerçevede söz konusu Parti heyeti, Milli Türkmen Partisi, Karar Partisi, Irak Türkmen Cephesi ve Türkmen Adalet Partisi yetkilileri ile Kerkükte görüştü.
Ayrıca önümüzdeki günlerde, Türkmen vefa hareketi, Türkmen İslami birliği, Milliyetçi Türkmen hareketi, Türkmen bağımsızlar hareketi ve Türkmen İslami hareketi ile görüşmelerin yapılması planlanmıştır.
Bilindiği gibi Türkmen siyasi oluşumları genel olarak, böyle bir kurulun önemini ve gereksinimini vurgulamaktadırlar.
Önerilen Türkmen Koordinasyon Kurulunun ocak ayının sonuna doğru kurulması öngörülmektedir.
Kaynak: Ali Mehdi Sadık, 06/01/2007
TALABANI: TÜRKIYE IÇIŞLERIMIZE KARIŞMAMALI
Irak Cumhurbaşkanı ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) lideri Celal Talabani, Türkiye ile ilişkilerin ülkelerin içişlerine müdahale edilmemesi temelinde sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
KYB Başkanlık Konseyindeki üye boşluklarının doldurulması amacıyla Süleymaniye yakınlarındaki Qelaçolan Kasabasında yapılan toplantılara katılan Talabani, Irakın komşu ülkelerle ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Suriye ile lrak arasındaki ilişkilerin yeni bir aşamaya girdiğini belirten Talabani, Türkiye ile de ilişkilerin, ülkelerin birbirlerinin içişlerine müdahale etmemesi temelinde ve özellikle de Kerkükün özgün konumu göz önünde bulundurularak sürdürülmesinden yanayız" dedi.
Teröre Karşı Savaşa Tüm Taraflar Aktif Olarak katılmalı
Toplantıda Kuzey Iraktaki Kürtlerin elde ettiği kazanımları anlatan Celal Talabani, lrakta Koalisyon güçleriyle birlikte güvenlik ve istikrarın sağlanması konusunda tüm tarafların teröre karşı verilen mücadeleye aktif olarak katılması gerektiğini ifade etti. Talabani, KYB ile Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisine bağlı Peşmerge güçlerinin tek çatı altında toplanması ve Kekük kentinin geleceğini belirleyecek olan 140.maddenin uygulanması için çalışmaların hızlandırılmasını istedi.
Lideri olduğu KYB içinde bir reform süreci başlattıklarını anlatan Talabani, resmi kuruluşlar ve KYB teşkilatları içindeki yolsuzluklara da değindi. Talabani, Düzenleme yapılırken, hesap sorulmalıdır. Yolsuzluğun nedenlerinden biri de, hesap sorulmamasıdır. Bizim, büyük ölçüde reform yapmaya ihtiyacımız var. Yolsuzluklara son verilmesi amacıyla il ve ilçe teşkilatlarının gözetiminde yolsuzlukları denetleme komiteleri oluşturulmalıdır. Genel Kurulun, KYB içinde grupçuluğu yasaklayan bir karar çıkarmasını öneriyorum" dedi.
KAYNAK: Hürriyet gazetesi, 07.01.2007
BÜYÜKANIT: KERKÜK SORUNU VAR
T.C. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın şubat ayında ABD'ye yapacağı ziyaretin gündeminde PKK ve Kerkük sorunu var. Gezi, PKK sorununda caydırıcı bir önlemin henüz alınmamış olması, Türkmenlere yönelik baskıların artması, Kerkük'ün demografik yapısının her geçen gün değişmesi ve Başkan Bush'un Irak ekibini yenilemesinden hemen sonra gerçekleşmesi açısından önem taşıyor.
Washıngton Dosyası
Kritik ziyaretin hazırlıkları, Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ergin Saygun tarafından yürütülüyor. Büyükanıt'ın 'Washington Dosyası'nda, PKK'nın mali yapılanması, yönetici kadrodan Murat Karayılan ve Cemil Bayık'ın Kuzey Irak'lı yerel yetkililerle yaptıkları toplantılar detayları ile yer alıyor. Terörle Mücadele Koordinatörlerinin durumu ve ABD'nin talebiyle oluşturulan mekanizmanın da tüm yönleriyle tartışılacağı ziyarette, Kerkük nüfusuna kayıtlı olmayan Kürtlerin bölgeye yerleştirildiğine, Türkmenlerin göçe zorlandığına dikkat çekilecek, 'Yıl sonundaki referandum ertelenmeli' görüşü bir kez daha yinelenecek
KAYNAK: Akşam gazetesi, 07.01.2007
IRAK TÜRKMEN CEPHESİNDEN KERKÜK UYARISI
Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Dr.Sadettin Ergeç, tüm ülkelere Kerkük'teki tehlikeyi görmeleri çağrısında bulundu
Ergeç, "Kerkük'te peşmergeler silahlandırıldı. Kerkük barut fıçısıdır. Fitillerinin kimin elinde olduğu belli" dedi.
Ergeç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkmenlerin sorunlarını yerinde tespit etmek, ilgili komisyon ve kişilerle görüşmek için 2 günden bu yana toplantılar yaptığını ve son durumu değerlendirdiklerini belirtti.
Bugün elindeki bilgilerle Bağdat'a gideceğini belirten Ergeç, ABD siyasetinin önemli isimlerinden Cumhuriyetçi Senatör John McCain'in katıldığı Irak konulu paneldeki konuşmasına değindi. Ergeç, John Mccain'in dikkat çeken sözlerini yıllardır, defalarca dile getirdiklerini ancak seslerini yeterince duyuramadıklarını söyledi. Ergeç, "ABD'li senatörün sözlerine aynen katılıyorum" dedi.
Türkmenlerin 1920'lerden bu yana yaklaşık 16 kez soykırımla karşı karşıya kaldığını belirten Ergeç, şunları söyledi:
"Çok defalar bize karşı yanlış adımlar oldu. Bizim toplumumuz demokrasi kültürünü en iyi benimseyen ve yönlendiren bir toplumdur. Biz silahsız bir toplumuz. Kerkük'te Peşmergeler silahlandırıldı. Kerkük barut fıçısıdır. Fitillerinin kimin elinde olduğu belli. Tüm insanlığa, tüm dünya ülkelerini Kerkük'teki tehlikeyi görmeleri çağrısında bulunuyoruz. Meselenin ciddiye alınması gerekir. Bir toplum tehlike ile karşı karşıyadır. Bize yapılan haksızlıkları görmezden gelmesinler."
2007 sonunda yapılacağı belirtilen referandum öncesi çok tehlikeli adımlar atıldığını söyleyen Ergeç, "Fırsattan istifade edip haksızlıklar, hak gibi gösterilmeye çalışılıyor" dedi.
Kerkük'ten 11 bin 800 kişinin göç ettirildiğini, bunların içerisinde Türkmen, Kürt ve Arapların olduğunu kaydeden Ergeç, "Ancak, sadece seçmen kütüklerine resmi kayıtlara göre 227 bin Kürt eklenmiştir. Bunların aileleriyle birlikte nüfusu 600 bine yakın olmaktadır. Bu nedenle Kerkük'ün düzeni bozulmuştur. Bu şekilde yapılacak referandumun ve seçimin de neticesi bellidir" diye konuştu.
Ergeç, Kerkük'te istimlak edilen arazilerin yüzde 90'ının Türkmenlere ait olduğuna da dikkati çekti
Kaynak:http://www.hurhaber.com/news_detail.php?id=35398 (8 Ocak 2007)
KOSOVALI TÜRKLER DİLLERİNİ İSTİYOR
Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren'deki toplantıda Türkçenin diğer dillerle eşit kullanılması istendi.
Kosova Türk Eğitim Kurultayı tamamlandı. Kosovalı Türkler, okullarda Türkçenin diğer dillerle eşit kullanılmasını istedi.
Kosovada Türklerin yoğun olarak yaşadığı Prizren şehrinde iki gündür devam eden Kosova Türk Eğitim Kurultayı tamamlandı. İki günde 20nin üzerinde tebliğ sunulan kurultayın sonunda 24 maddelik bir sonuç bildirgesi okundu.
Kurultayın sonunda Kosovalı öğretmen Abdullah Bırvenikin okuduğu sonuç bildirgesinde, ana sınıflarından üniversiteye kadar Kosovada Türkçe ders kitapların yayınlanması, Türk ve Boşnak öğrenciler için Arnavutça dersi için müfredat, Kosova Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığına Türk sorumlusunun seçilmesi ve Türkçenin okullarda eşit kullanılması gibi talepler yer aldı.
Üniversitede Yeni Türkçe Bölümler İstendi
Kosovada bazı okullara Türk büyüklerinin isminin verilmesi istenen kurultay kapsamında ayrıca genç kadroların eğitime kazandırılması, Prizren Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümüne Kosovanın tüm yerleşim yerlerinden öğrencilerin katılımını teşvik etmek ve Kosova ile Türkiye arasında eğitim alanında protokolün imzalanması, Türkiyeyle şimdiye kadar olduğu gibi her yanlı ilişkilerin devam etmesi gibi kararlar alındı.
Priştine Üniversitesinde Türkçe yeni bölümlerin açılmasını isteyen Kosovalı Türkler, Türklerin yaşadığı ancak Türkçe eğitimin bulunmadığı yerleşim birimlerinde de sınıfların açılmasını talep etti.
Kaynak: ANKA Haber Ajansı, 28.12.2006
İSKEÇEYE YENİ MÜFTÜ SEÇİLDİ
Batı Trakyada geçen eylül ayında vefat eden İskeçe seçilmiş Müftüsü Mehmet Emin Aganın yerine 1 Ocak 2007 günü yapılan seçimde İskeçeli ilahiyatçı Ahmet Mete, Türk azınlığın çoğunluğunun desteğini alarak yeni iskeçe müftüsü olarak seçildi
Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe bölgesinde önceki gün camilerde bayram namazı öncesinde el kaldırma usulüyle yapılan oylamaya 9 bin 567 kişinin katıldığını, bunlardan 5 bin 137si tercihini Ahmet Meteden yana yaparken, 4 bin 420 kişinin Ahmet Hraloğlundan yana oy kullandığını söyledi. İskeçe Türk halkının birlik ve beraberlik içerisinde hür iradeyle bir seçim yaptığını belirten Şerif, "Beklentimiz, Atina hükümetinin Türk azınlığın bu iradesine saygılı olarak, yıllardır sürüncemede bulunan müftülük sorununa kesin bir çözüm getirmesidir" dedi.
Batı Trakya Türkleri, şimdi Yunan hükümetinin bu iradeye saygı göstererek, yıllardır sürüncemede bulunan müftülük sorununa kesin bir çözüm getirmesini istiyor.
Yunan hükümeti, Eylül ayında ölen Mehmet Emin Aganın Türk azınlık tarafından müftü olarak seçilmesini geçersiz sayarak, bölgeye merkezden bir müftü atamıştı. Aga, istifa etmeyi reddedince, yargılanıp mahkum edilmişti.
Yunan hükümeti, Lozan Anlaşması, Türk azınlığa kendi din işlerini yunan yönetiminden bağımsız olarak organize etme ve yönetme hakkını açıkça tanımasına rağmen 1985 yılından bu yana, müftüleri doğrudan kendisi atıyor
Kaynak: Hürriyet gazetesi, 2 Ocak 2007, http://internethaber.com/news_detail.php?id=60445
KKTC'liler, mülkleri için AİHM'e başvuruyor
KKTC'li dört kardeş, ailelerinin güney Kıbrıs'taki 15 dönüm bağ ile 15 dükkanlı işhanının kendilerine iadesi, uğradıkları maddi ve manevi zararın karşılanması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
Kardeşler, başvurunun "kabul edilebilirlik" incelemesini geçmesi halinde en az 7 milyon Avroluk maddi ve manevi tazminat davası açacak.
Kıbrıslı Türk kardeşler Hasan Hüseyin Çakartaş, Nejla Çağış, Mümin Çakartaş ve Gökçen Bayer'in avukatı Aslı Aksu, AİHM'ye başvurarak, müvekkillerinin Limasol'daki mallarının iadesini talep etti.
Avukat Aslı Aksu, başvurunun, "Türklerin itibarının iadesi" anlamında kabul edilmesi gerektiğini belirterek, davanın açılması halinde AİHM'nin bu konudaki objektifliğinin sınanacağını kaydetti.
Aksu, Rum kesimindeki iç hukuk yollarının tükendiğini, ardından AİHM'ye başvurduklarını söyledi.
Avukat Aksu, müvekkillerinin, 1974 öncesinde Limasol'un önde gelen zenginleri arasında yer alan fabrikatör bir ailenin çocukları olduğunu, Gökçen Bayer'in eşinin Rumlar tarafından kaçırıldığını ve kayıp eşinden halen haber alamadığını; Mümin Çakartaş'ın o dönem işkence gördüğünü; Hasan Hüseyin Çakartaş'ın İngiltere'ye kaçarak bu ülkenin vatandaşlığına geçtiğini, Nejla Çağış'ın ise o dönemde gizlice KKTC'ye girdiğini anlattı.
Bu kişilerin ailesinin mal varlığının savaş sonrasında ellerinden alındığını ifade eden Aksu, dosyanın, mülkiyetlerin iadesi konusunda AİHM'ye yapılan ilk başvuru olduğuna dikkati çekti.
Aksu, bugüne kadar AİHM'ye hep Rum vatandaşlarının KKTC'deki toprakları ve gayrimenkulleri için dava açtığını ve kazandıklarını belirterek, KKTC makamlarının ise Rumların KKTC'deki malları için "Mal Tazmin Komisyonu" kurduklarını, Rumların mallarına ilişkin taleplerini bu komisyon aracılığıyla karşıladıklarını söyledi.
Aksu, "Şimdi Kıbrıslı Türklerin haklarını arama zamanı geldi. Bu hukuki mücadele onların hakkını arama mücadelesidir" dedi.
Aksu, AİHM'ye gönderdiği dilekçede, Rum vatandaşı Titiana Loizidou hakkında verilen ve Türkiye'nin 1,2 milyon dolar tazminat ödemesine hükmedilen kararı da emsal olarak gösterdi.
Kaynak: http://www.acikgazete.com, 2 Ocak 2007
BulgaristanIN ABYE ÜYE OLMASI GÜNEY KIBRIStaki rumları endişelendiriyor
Güney yönetimi, Bulgaristan'ın AB'ye üye olmasıyla serbest dolaşım hakkı kazanan 700 bin Türk'ün Güney'e gelmesinden kaygı duyuyor...
Rum yönetiminin; Bulgaristanın AB üyesi olmasıyla artık Avrupa vatandaşı olan KKTCde yaşayan Bulgaristan Türklerinin Rum tarafına geçmeleri konusunda Rum kamuoyunu yatıştırmaya yönelik açıklamalar yapmasına karşın, söz konusu kişilerin Güneye geçişleri konusu üzerinde çalışmakta olduğu açıklandı.
Güney basının konuya yaklaşımları şöyle:
SİMERİNİ: Yatıştırıyorlar, Ancak... Bulgaristan Türklerinin Girişleri Konusu İnceleniyor
HARAVGİ: Sahte Devlete Hiçbir Şekilde Tanıma Yok ABnin Yeni Üyelerinin Kıbrıstaki Büyükelçileri Teyit Ediyor Bulgaristan ve Romanyanın 1 Ocak itibarıyla ABye üye olmaları dolayısıyla söz konusu ülkelerin Güney Kıbrıstaki büyükelçileri dün; dönem başkanı Almanyanın Güney Kıbrıstaki Büyükelçiliğinin ikinci adamı ve Avrupa Komisyonunun Güney Kıbrıs temsilcisi huzurunda düzenledikleri basın toplantısında; ülkelerinin KKTCyle ilişkilerinin hukuki çerçevede kalacağını söyledi.
ALİTHİA: KKTCde yaşamakta olan Bulgaristan Türklerinin artık KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki geçiş noktalarından serbestçe Rum tarafına gidebilecekler... Bulgaristan Türklerinin KKTC ile Güney Kıbrıs arasında dolaşıp dolaşamayacakları sorusu artık geçerliliğini yitirmiş görünüyor.
POLİTİS: Bulgaristan Türklerine Kapılar Açılıyor Yasadışı Olarak İşgal Bölgelerine Geldiler ve Giriş Hakkı Kazandılar
FİLELEFTHEROS: Kleanthus: Kıbrıs Sorununda Bulgaristandan Destek
http://www.acikgazete.com, 5 Ocak 2007
TC BAŞBAKANI KERKÜK KONUSUNDA UYARDI
TC Başbakanı Tayyip Erdoğan, AKP Parti Grup Toplantısı'nda Kerkük'teki gelişmelere dikkat çekti.
Başbakan Erdoğan partisinin haftalık grup toplantısında milletvekillerine hitap ediyor.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Siyaseti hamaset üzerinden değil güçlendirerek yapıyoruz. Komşu ülkeler ile ilişkileri güçlendirdik. Ortadoğu ülkeleri ile sıkı bir temas trafiğine girdik. Bölge ülkeleri ile irtibat kanallarını açık tutan tek ülkeyiz. Bölgedeki yangını seyretmek gibi bir lüksümüz yok. Sur'da Sayda'da Beyrut'ta ortak hatıralarımız var. Görmezden gelemeliz. Orada şehitlerimiz var. Lübnan'a yaptığımız ziyaret ilgiyle karşılandı.
ABD'ye üstü örtülü eleştiri
Irak'ta savaşın işgalinden bu yana 650 bin civarında insan öldü. Koalisyonun kaybı sadece 5 bin. Irak'ta petrol kaynaklarının hangi yöne yönlendirildiğini izliyoruz. Irak geçmişte kötü yönetildiği için bugünlere geldi. Bugünler de dünden farklı değil. Her gün yüzlerce insan ölüyor. Irak'taki belirsizlik ciddi boyutta. Bizim kardeşlik bağlarımız var. Öyle bir yangın var ki bizi rahatsız ediyor.
Komşu ülkeleri hesaba katmayan oldu bittiler Irak'a istikrar getirmeyecektir. Bu uyarımızı mezhep çatımlarına giren gruplar iyi düşünmeli. Kendi içinde ve komşu ülkelerle ihtilaflı bir Irak huzur bulabilir mi?
Kerkük'e seyirci kalınmayacak
Kerkük'te oldu bitti peşinde koşanlara karşı bu uyarıyı bugünden yapmak zorunda kalıyorum. Irak'taki gelişmeler AB'nin önüne geçti demiştim. Bunu bayramın 1. günü durup dururken söylemedim. Irak'taki önümüzdeki dönem küresel aktörler için ciddi bir sınav olacaktır.
Kerkük'te demografik yapının değiştirilmesine seyirci kalamayız. Bu vesile ile Türkiye olarak Irak'ın siyasi birliğinin korunmasını, mezhep çatışmasının önlenmesi, Irak'ın petrol kaynaklarının gelirlerinin merkezi yönemitin kotrolünde olmasını, terör örgütünün Irak'taki varlığının sona erdirilmesi, Türkmenlerin yasal haklarının garantiye alınmasını istiyoruz.
BATI TRAKYAdaki türk azınlığın sorunları TBMMNDE görüŞÜLDÜ
TBMMnde grubu bulunan partilerden AKP ve CHPli milletvekilleri tarafından daha önce meclis grubuna sunulan Batı Trakyada yaşayan Türklerin meseleleri 9 Ocak 2007 günü görüşüldü.
TBMMnde önergeyi sunan milletvekilleri ve mecliste grubu bulunan AKP, CHP ve ANAP partilerinin sözcüleri ve Dış işleri bakanı Abdullah Gül tarafından yapılan konuşmalarda, Yunanistandaki Batı Trakya Türklerinin meseleleri konuşularak, AB üyesi olan Yunanistanın Lozan antlaşması ve AB azınlıklarının korunması anlaşmalarına uygun olarak davranmadığı belirtildi.
Gruplar ve kişisel olarak yapılan konuşmalarda Lozan Antlaşmasının imzalandığı dönemde Batı Trakyadaki Türklerin bölgedeki toplam nüfus içindeki oranlarının % 65lerden bıgün % 35lere düşürüldüğü, benzer şekilde aynı tarihlerde bölgedeki arazi varlığının % 85ine sahip olan Batı Trakyalı Türklerin halen ancak % 20 civarında bir araziye sahip olduğu belirtildi. Bu durumunun temel sebeplerinin Yunan Devletinin Türklerin ellerindeki toprakları çeşitli bahaneler ileri sürerek kamulaştırdığı veya yasak bölge kapsamına alınarak gaspedildiği, bölgede toprak alım satımının Yunan asıllı olmayanlara yapılmasının yasaklandığı ilave edildi. Konuşmacılar, Yunan makamlarının Lozan antlaşması hükümlerine aykırı şekilde bölgede yaşayan Türklerin kendi ana dillerinde eğitim yapma imkanlarından mahrum bırakıldıklarını, hatta kendi din adamlarını seçemediklerini, bu sebeplerden dolayı pekçoğunun da hapse mahküm edildiklerini ifade ederek, bölgenin Avrupa Birliğinin en geri kalmış yörelerinden biri haline getirildiği ifade edildi. Yunan anayasasının 19. maddesine dayalı olarak çeşitli amaçlarla Yunanistanın dışına çıkan 60 bin civarındaki Batı Trakyalı Türkün vatandaşlıktan keyfi olarak çıkarıldıklarını, haklarını aramak için Yunanistana dahi giremedikleri, ABnde alınan mahkeme kararlarının Yunan makamlarınca uygulanmadığı da ilave edildi.
TBMMndeki görüşmeler sırasında T.C. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin bu çabalarını sürdürmeye ve sorunlara diyalog içinde çözümler üretmeye kararlı olduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
''Bugünkü toplantımızı, Batı Trakya Türk azınlığının haklarının ileri götürülmesi ve hayatlarının iyileştirilmesi yolunda bir fırsat olarak değerlendirmek gerekir. İnanıyorum ki böyle bir toplantının neticesinde Batı Trakya'daki Türklerin sıkıntıları gündeme gelecektir ve onların giderilmesi yönünde Yunanistan Hükümeti, üstüne düşeni daha çok yapacaktır. Artık günümüzde ülkeler, 'Bu benim iç meselem' diyemez. Hele hele AB'ye üye olmuş bir ülkenin sorunları herkes tarafından izlenir. Önemli olan, bunların yapıcı bir üslup içinde ele alınması ve çözümlerin yapıcı bir üslupla şekillendirilmesidir. Bugün TBMM'de yapmak istediğimiz de budur. Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının sorunlarının çözüme kavuşturulması, Türk-Yunan ilişkileri gündeminin önemli bir maddesidir. Türk-Yunan diyaloğu, soydaşlarımızın kişilik haklarını ilgilendiren alanlarda yaşadığı bazı sorunların aşılmasına da yardımcı olacaktır.''
Yunanistan'ın özellikle azınlık hakları olarak nitelendirilen alanlarda bir açılım yapmaktan kaçındığını belirten Gül, şunları söyledi: ''Yunanistan bazı adımlar atmışsa da azınlığımıza eşit eğitim imkanları sağlanması, seçilmiş müftülerin tanınması, Batı Trakya Türklerine ait vakıflara yönelik ayrımcı uygulamalara son verilerek, vakıfların yönetimlerinin azınlığa devredilmesi, azınlıkların Türk kimliğinin tanınması ve 19. madde mağduru soydaşlarımızın haklarının iadesi gibi sorunlar çözüm beklemektedir.''
Hazırlayan: E.Karaş
|